Madem ki içinde o ateş söndü Bir daha yakmadan gidebilirsin Aklımda kalmasın bu son bakışlar Yüzüme bakmadan gidebilirsin Yıllardır verdiğin kederi görme Üstüme yıktığın kaderi görme Ömrümden çaldığın günleri görme Beni de görmeden

Ben bıraktım o işleri… Herkes ait olduğu yerde kalmalı artık. Aşk şarkılarda. Ayrılık şiirlerde. Sen ise geçmişte... Ben’mi ? Ben henüz bulamadım daha ait olduğum yeri...!   Alıntı

Acılarımın en tatlısıydın. Kalsam kendimi üzecektim, Gitsem seni… Ne gidecek kadar korkaktım, Ne kalacak kadar cesaretli. ‘Korkma’ dedim kendi kendime, “ Ölünce geçer korkma !...” Ama ölmedim !... Öyle bir yerdeyim ki şimdi,

Acılarımın en tatlısıydın. Kalsam kendimi üzecektim, Gitsem seni… Ne gidecek kadar korkaktım, Ne kalacak kadar cesaretli. ‘Korkma’ dedim kendi kendime, “ Ölünce geçer korkma !...” Ama ölmedim !... Öyle bir yerdeyim ki şimdi,

Bâzen geç kalırsın bir ömre.. Hikâye biter, kendine dönersin.. Kaldığın yer, kanadığın yerdir artık... Bilirsin, bir ömre bedel ânlar vardır, Gelir - Geçer... Bir de, bir ömre bedel anılar vardır.. Sen gelip geçersin,

Yolun yarısını epey geçmiş bir yaşta olarak “ne öğrendin..?” şimdiye kadar deseler; “Her gelenin gideceğini, Her acının azalacağını, Hayatta hiç bir şeyin, seni üzecek kadar hükmü olmadığını, Herkesle kahkaha atabildiğini, ama yalnız ağladığını,

Yalnız kim biliyor musunuz? Acılarını tek başına çekip de geceleri sessiz ağlayıp, gündüz etrafına gülücükler atandır. Yalnız kim biliyor musunuz? Hayatın zorluklarına tek başına göğüs geren, anlamayacaklarını bildiğinden veya güçlü durma çabasından en

Sırf birisini kaybetmek istemediğin için daha fazla anlayışlı ve affedici olmaya çalıştıkça, Karşındakine de hak vermeye, Düzeltir sanarak konuyu kapatmaya çalıştıkça, Kimse seni kaybetmekten de incitmekten de korkmamaya başlıyormuş... Hayattan aldığım en büyük

Bana istediğiniz kadar soğuk olabilirsiniz üşümem ben, Alışık yüreğim ayaza kışa... Çekerim elimi eteğimi en fazla... Bana istediğinizi söyleyebilirsiniz darılmam, Herkesten herşeyi beklerim şaşırmam ben ... Giderim hiç bir şey demeden, Kimseye neden

Geçen yıllarda çok kayıplar verdim... Ama bir okadar da çok şey öğrendim. Mesela, Yorgunum artık Daha çok dinliyor az konuşuyorum. Yalanı daha kelime bitmeden anlıyorum... Herkese saygı duyuyor ama herkesi sevmiyorum... Değer yargılarım

“Gördüğünü anlat dediler, Hiç birsey anlatamadım. Oysa ki ne hissettiğini anlat deselerdi, kim susturabilirdi ki beni?”

Uzun cümleleri bir hiçle kapattım, hiç dedim sustum. Yorgundum; dil yorgunu, yürek yorgunu, yaşam yorgunu, yaşayamama yorgunu. Hep kaçtım yüzleşemedim hayallerimle, sözümü tutamadığım umutlarımla. Mutluluğu küçük kırıntılarda bulan çocuk ruhumla. Aykırı bakışlarımla bir

Kimse göründüğü kadar iyi niyetli olmadığı gibi kendini anlattığı gibi de değildi.. Kimi o muhteşem filtrelerin arkasını sığınak yaparken kendine, kimi kanatsız melekler gibiydi.. Kimi dalgasını geçiyor, kimi laf sokuyor, kimi leş gibi

Beni rahatsız eden her şeye tepki vermek zorunda olmadığımı yavaş yavaş öğreniyorum. Yavaş yavaş öğreniyorum ki, başıma gelen her kötü şeye tepki vermek için gereken enerjimin beni boşalttığını ve hayattaki diğer iyi şeyleri

Sımsıkı sarılıp Tüm kemiklerini bedenimde Hissetmek vardı ya! Ah sevgili Neden uzaktasın Neden?   Not: Bu dizelerde şair, sevgilisinin fiziksel varlığını özlemle anlatıyor gibi görünüyor. "Sımsıkı sarılıp.... Tüm kemiklerini bedenimde .... Hissetmek vardı

Kalp yaran ne alemde Unutmaya Çalışıyorum Asla iyileşmeyen yaradır. Her daim kanamaya hazır bir kabuk tutar sadece, Ufak bir dokunuşla tekrar tekrar kanar... *** Yüreğimde derin yarasın bazen acır bazen kanarsın hiç iyileşmezsin

Anlamaya gönlü olanın Dinlemeye yüreği olur.

Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.. Nazım Hikmet Ran

Acıyan yerlerini öpecek biri varsa hayatında.. Önemli olmaz düşündüğü yerler, atıldığın kuyular, aldığın yaralar, yalan çıkan bildiğin tüm doğrular.. Işittiğin tüm kötü sözlerin yeri bile, çabuk iyileşir o zaman.. Nasihat etmeden, küçümsemeden dinleyen,

Her zorluğa göğüs gererim ben. Yeter ki elimi tutan sen ol. Beni gözlerimin içine baktığında kendini kaybedecek kadar çok sevsen, nefes almak olsam senin için, “seni seviyorum” demek yetersiz bir tümce olsa ve

Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar. William Shakespeare

Nasılsın? Beni içine almayan ama dışına da salmayan o taş kalbin nasıl?

Hiç Korkmadım Aşktan... Meydan Okuyarak Yürüdüm Üzerine... Kanadı Bazen Her Yanım, Yine de Korkmadım... Geceleri Uykusuz Kaldım... Kurudu Bazen Ağlamaktan Gözlerim... Yine de Değer Aşka, Değer Sevdiğime Dedim... Yaptığım Hiçbir Şeyden Pişman Olmadım...

Dalgınım; dalıp dalıp gidiyorum bu ara, neyi nereye koyduğumu unutuyorum. Dargınım; kırıla döküle gidiyorum bu ara. İnsanlar o kadar acımasız ki; Kimi nereye koyduysam bulamıyorum… Cemal SÜREYA