İki yüzlü insanları gördükçe yalnızlığı alnından öpesim geliyor

Bazı kadınlar.. Onlar bir başınadır.. Hastalandığında, Korktuğunda, Kırıldığında, Yorulduğunda.. Ve kendi başına ayakta kalıp, Tüm bunların geçmesini beklerler.. Toz pembe hayal kuramaz onlar.. Gerçek hayatta haklarına düşenden fazlasıyla haşırneşirdirler çünkü.. Güç böyle kasırgalardan

Biliyoruz ki, bütün acılar bir gün geçer. Bütün fotoğraflar sararır. Yara kabuk tutar kapanır. Bir sabah yine taze ekmek ister canın kahvaltıda. Bir fincan sade kahve. Demli bir çay ister akşam üstü olunca.

"Sana gelirken dizlerimin ve gönlümün bağı çözülüyor. Herkes sevdiğini alsın, Senin payına ben düşeyim..."

Söz verdim kendime ağır geleni yük etmeyeceğim ömrüme

Aklım belki unutur da, Gönlümde olduğunu unutma.

Şiir sever misin diye sordu Sevmek ne kelime bayılırım dedim Lirik epik hangisi dedi Adını söyledim bilemedi Gözlerini anlattım çıkaramadı Gülüşünden bahsettim anlamadı Ben onu tarif ettim O şiir sandı Şiir sever misin

Öyle bir insan ol ki; “Allah sana senin gibi birini versin” dediklerinde rahatlıkla “amin” diyebilesin.

Bir görsem seni, Hiç konuşmadan, ilk defa görmüş gibi, hiç gitmeyecekmiş gibi. Bir bilsen, Nasıl özledim seni...

Madem ki içinde o ateş söndü Bir daha yakmadan gidebilirsin Aklımda kalmasın bu son bakışlar Yüzüme bakmadan gidebilirsin Yıllardır verdiğin kederi görme Üstüme yıktığın kaderi görme Ömrümden çaldığın günleri görme Beni de görmeden

Ben bıraktım o işleri… Herkes ait olduğu yerde kalmalı artık. Aşk şarkılarda. Ayrılık şiirlerde. Sen ise geçmişte... Ben’mi ? Ben henüz bulamadım daha ait olduğum yeri...!   Alıntı

Acılarımın en tatlısıydın. Kalsam kendimi üzecektim, Gitsem seni… Ne gidecek kadar korkaktım, Ne kalacak kadar cesaretli. ‘Korkma’ dedim kendi kendime, “ Ölünce geçer korkma !...” Ama ölmedim !... Öyle bir yerdeyim ki şimdi,

Acılarımın en tatlısıydın. Kalsam kendimi üzecektim, Gitsem seni… Ne gidecek kadar korkaktım, Ne kalacak kadar cesaretli. ‘Korkma’ dedim kendi kendime, “ Ölünce geçer korkma !...” Ama ölmedim !... Öyle bir yerdeyim ki şimdi,

Bâzen geç kalırsın bir ömre.. Hikâye biter, kendine dönersin.. Kaldığın yer, kanadığın yerdir artık... Bilirsin, bir ömre bedel ânlar vardır, Gelir - Geçer... Bir de, bir ömre bedel anılar vardır.. Sen gelip geçersin,

Yolun yarısını epey geçmiş bir yaşta olarak “ne öğrendin..?” şimdiye kadar deseler; “Her gelenin gideceğini, Her acının azalacağını, Hayatta hiç bir şeyin, seni üzecek kadar hükmü olmadığını, Herkesle kahkaha atabildiğini, ama yalnız ağladığını,

Yalnız kim biliyor musunuz? Acılarını tek başına çekip de geceleri sessiz ağlayıp, gündüz etrafına gülücükler atandır. Yalnız kim biliyor musunuz? Hayatın zorluklarına tek başına göğüs geren, anlamayacaklarını bildiğinden veya güçlü durma çabasından en

Sırf birisini kaybetmek istemediğin için daha fazla anlayışlı ve affedici olmaya çalıştıkça, Karşındakine de hak vermeye, Düzeltir sanarak konuyu kapatmaya çalıştıkça, Kimse seni kaybetmekten de incitmekten de korkmamaya başlıyormuş... Hayattan aldığım en büyük

Bana istediğiniz kadar soğuk olabilirsiniz üşümem ben, Alışık yüreğim ayaza kışa... Çekerim elimi eteğimi en fazla... Bana istediğinizi söyleyebilirsiniz darılmam, Herkesten herşeyi beklerim şaşırmam ben ... Giderim hiç bir şey demeden, Kimseye neden

Geçen yıllarda çok kayıplar verdim... Ama bir okadar da çok şey öğrendim. Mesela, Yorgunum artık Daha çok dinliyor az konuşuyorum. Yalanı daha kelime bitmeden anlıyorum... Herkese saygı duyuyor ama herkesi sevmiyorum... Değer yargılarım

“Gördüğünü anlat dediler, Hiç birsey anlatamadım. Oysa ki ne hissettiğini anlat deselerdi, kim susturabilirdi ki beni?”

Uzun cümleleri bir hiçle kapattım, hiç dedim sustum. Yorgundum; dil yorgunu, yürek yorgunu, yaşam yorgunu, yaşayamama yorgunu. Hep kaçtım yüzleşemedim hayallerimle, sözümü tutamadığım umutlarımla. Mutluluğu küçük kırıntılarda bulan çocuk ruhumla. Aykırı bakışlarımla bir

Kimse göründüğü kadar iyi niyetli olmadığı gibi kendini anlattığı gibi de değildi.. Kimi o muhteşem filtrelerin arkasını sığınak yaparken kendine, kimi kanatsız melekler gibiydi.. Kimi dalgasını geçiyor, kimi laf sokuyor, kimi leş gibi

Beni rahatsız eden her şeye tepki vermek zorunda olmadığımı yavaş yavaş öğreniyorum. Yavaş yavaş öğreniyorum ki, başıma gelen her kötü şeye tepki vermek için gereken enerjimin beni boşalttığını ve hayattaki diğer iyi şeyleri

Sımsıkı sarılıp Tüm kemiklerini bedenimde Hissetmek vardı ya! Ah sevgili Neden uzaktasın Neden?   Not: Bu dizelerde şair, sevgilisinin fiziksel varlığını özlemle anlatıyor gibi görünüyor. "Sımsıkı sarılıp.... Tüm kemiklerini bedenimde .... Hissetmek vardı