Önceden içimde fırtınalar koparan şimdi yüzümde yaprak kıpırdatamıyor..
Yazgulu Hayata Dair Her Şey Sakla mesajı gelir zamanı... [email protected]
Önceden içimde fırtınalar koparan şimdi yüzümde yaprak kıpırdatamıyor..
"koşarak bile aşılmaz gibi görünen her yolu, şimdi yürüyerek geride bırakıyoruz.."
Nasılsın? Beni içine almayan ama dışına da salmayan o taş kalbin nasıl?
Yüzmekten korktuğum denizin kıyısına oturup gemilere özendim...
Bazı kapılar kapatılır, bazı yollardan dönülürmüş, bildim
Hayat bugündür.. Oysaki düşündüğümüz hep yarın… Ömrümüz sürekli bir şeyleri yarına ertelemekle geçiyor.. Hayallerimizi, umutlarımızı, sevgi sözlerimizi... Affetmeyi, inandıklarımızı gerçekleştirmeyi hep yarına erteliyoruz.. Ama bir şeyi unutuyoruz.. Neyi mi? Yaşanacak kaç yarınımız olduğunu
Daha zor senelerim oldu ama hiç bu kadar yaşama sevincimi kaybettiğim bir yıl olmamıştı
Acıyan yerlerini öpecek biri varsa hayatında.. Önemli olmaz düşündüğü yerler, atıldığın kuyular, aldığın yaralar, yalan çıkan bildiğin tüm doğrular.. Işittiğin tüm kötü sözlerin yeri bile, çabuk iyileşir o zaman.. Nasihat etmeden, küçümsemeden dinleyen,
Her zorluğa göğüs gererim ben. Yeter ki elimi tutan sen ol. Beni gözlerimin içine baktığında kendini kaybedecek kadar çok sevsen, nefes almak olsam senin için, “seni seviyorum” demek yetersiz bir tümce olsa ve
Sevsen beni. Gözümün içine baktığında kendini kaybedecek kadar çok sevsen. Nefes almak gibi olsam senin için. Öyle sevsek ki, 'seni seviyorum' cümlesi anlamını yitirse. Gülen gözlerin, gözlerimin tam içindeyken çeneni ısırarak anlatsam seni
Bakırköy akıl hastanesinin bahçesinde sigara içiyordum. Merakımdan sanırım, bir şekilde orada buldum kendimi. Kendi halinde, oldukça normal davranan, yüz çizgilerinden kırklarında olduğunu düşündüğüm bir adamla göz göze geldik. Ben bir kaç kafamı çevirsem
Seni şöyle seviyorum böyle seviyorum diyemem ama sarılırım mesela yemek yaparım, en sevdiğim kitabı okurum sana. Üşürsen en sevdiğim çocukluk pikemi örterim üstüne. Dışarı çıksan camda yolunu gözlerim. Hasta olsan sabaha kadar başında
Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar. William Shakespeare
-Ayağı olmayan kuş değil, kanadı olmayan kuş uçamaz, dedi meczup ve ekledi: -Ha kanadı olmayan kuş, ha hayali olmayan insan...
Herkes yarım kalmış bir kalp ile; ___Tam sevmelerin derdinde..
Nasılsın? Beni içine almayan ama dışına da salmayan o taş kalbin nasıl?
Hintli milyarder Ratanji Tata'ya radyo sunucusu tarafından bir telefon görüşmesinde sorulduğunda: "Efendim, hayatta en mutlu olduğunuz anı ne olarak hatırlıyorsunuz?" Ratanji Tata dedi ki: "Hayatta mutluluğun dört aşamasından geçtim ve sonunda gerçek mutluluğun
Birini sevdin mi unutulup gitmiyor ki Yürüdüğün yollarda, Dinlediğin şarkılarda, Kurduğun hayallerde, Her yerde izi kalıyor, Yanmış bir yüreğin küllerinde bile..! Murat Bozoğlu
Uzaktan bakınca göze hoş görünen.. Yaklaşınca büyüsü bozulan bir tabloydu Aşk... ..bende uzaktan seyretmeyi seçtim..
Hiç Korkmadım Aşktan... Meydan Okuyarak Yürüdüm Üzerine... Kanadı Bazen Her Yanım, Yine de Korkmadım... Geceleri Uykusuz Kaldım... Kurudu Bazen Ağlamaktan Gözlerim... Yine de Değer Aşka, Değer Sevdiğime Dedim... Yaptığım Hiçbir Şeyden Pişman Olmadım...
Mutlu Sonla Biten Masallarım Olmadı Hiç Benim... Hep Hüzünle Gözyaşıyla Biten Bazende Biterken Başlayan Hikayelerim Oldu... Sabah Doğan Güneşin Yerine Hep Batan Güneşim Oldu... Üşüyen Hep Benim Ellerim ve Yüreğim Oldu.... Her Zaman
Sana bir mektup yazmak istedim. Her satırında sana olan sevgimi bulacağın, her kelimesinde sana olan aşkımı göreceğin. Aldım elime en sevdiğim kalemi, koydum masaya boş bir kağıdı. Başladım bişeyler karalamaya. Önce normal bir
SEVGİLİYE MEKTUP Zaman sensizlikle karışınca, adı yalnızlık oluyor. En çok sözlerini özlüyorum, bir de tebessümünü. gülümsüyorum. Yokluğunun ağırlığı bilemezsin. En çok geceleri zor oluyor dayanmak. Susuyorum, sustuklarımı yazıyorum. Yazdıkça büyüyor hasretin, gelip yüreğimin